Aspirin ve Coraspin Kullanımı ile İlgili

Aspirin ve coraspin birbirinin eşdeğeri olan antipiretik ve analjezik etkili piyasada bulunan ilaçlardır. Aspirin ve coraspirin kullanımı ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Özellikle 16 yaşından küçük çocukların yaşadığı ateşli hastalıklarda ateş düşürücü etkisinden dolayı aspirin ya da coraspirin kullanılmamalıdır.

Yapılan araştırmalara göre çocuklarda rastlanılan antiviral kaynaklı rahatsızlıklarda ateş düşürücü etkisinden dolayı aspirin ve coraspirin kullanımı ciddi kalıcı etkilere sebep olmaktadır. Hatta bu durum tıpta Reye sendromu olarak bilinmektedir. Bu sebeple çocuklarda özellikle 16 yaşın altındaki çocuklarda aspirin ve coraspirin kullanımı yerine parasetamol içeren ilaçları tercih ediniz.

Aspirin ve coraspirin kullanımı ile ilgili yıllardır yapılan araştırmalar ile yeni endikasyonlarda kullanımları bulunmaktadır. Aspirin ve coraspirinin etkin maddesi olan asetilsalisilik asit analjezik ve antipiretik etki başta olmak üzere birçok etkiye sahiptir. Son yıllarda yapılan araştırmalar kalp hastalıklarında, hipertansiyon hastalıklarında ve toplar damar hastalıklarında da faydalı olduğunu kanıtlanmıştır.

Aspirin ve coraspirinin kronik hastalıklarda sürekli kullanımı genellikle günde bir tablet şeklindedir. Tabi ki bu durum doktorun farklı bir kullanımı belirtmesi halinde değişmektedir.

Aspirinin bir diğer özelliği ise kanın viskozitesini azaltmasıdır. Kanın viskozitesinin azalması pıhtı oluşum riskini azaltmaktadır. Bu sayede;

• Yüksek tansiyon hastalarının
• Kalp yetmezliği yaşayan kişilerin
• Toplar damar rahatsızlıklarında
• Cerrahi müdahale görmüş ve pıhtı oluşma riski yaşayan kişilerde pıhtılaşmayı azaltmakta ve pıhtı oluşumunu önlemektedir.

Coraspirin ve Aspirin Arasındaki Fark

Aspirin ve coraspirin aynı etkin maddeyi içeren iki ilaçtır. Hatta çoğu doktor tarafından aynı endikasyonlar için reçete edilmektedir. Arasında bulunan ufak bir fark vardır o da coraspirinin enterik kaplı olmasıdır.
Enterik kaplı tablet olması mide asidine karşı daha dayanıklı olmasını, bağırsak solüsyonunda çözülmesini ve daha geç etki göstermesini sağlamaktadır.